Zaman Neden Daha Hızlı Geçiyor?
“Hafta ne zaman başladı da bitti” veya " Ne ara bir ay geçti, hiç
anlayamadım.” Ne kadar sık tekrar edilen cümleler oldu farkında mısınız? Hiç durup
düşündünüz mü? Günler, haftalar, aylar göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor! Daha
dün gibi hatırladığınız olayların üzerinden aylar geçtiğine inanmak zor. Özellikle
çocukken bitmek bilmeyen uzun günler, şimdi nasıl bu kadar kısa hissettiriyor?
Merak etmeyin böyle düşünen sadece siz değilsiniz.
Peygamber Efendimiz (SAV) “Zaman yakınlaşmadıkça kıyâmet kopmaz! Bu
yakınlaşma öyle olur ki, bir yıl bir ay gibi, ay bir hafta gibi, hafta da bir gün gibi, gün
saat gibi, saat de saman alevi gibi veya kibritin tutuşup hemen sönmesi gibi (kısa)
olur.” buyuruyor. Ahir zamandaki yoğun hayat, hızlı iletişim, ulaşım, televizyon veya
telefon başında geçirilen vakitler zaman algısını değiştiriyor.
Ayrıca Duke Üniversitesi’nde yapılan çalışmaya göre, yaşlandıkça beynimizin
görsel bilgiyi işleme hızı yavaşlıyor. Bu da sanki zaman daha hızlı geçiyormuş gibi
algılanmasına neden oluyor. Hatta bu durumu tanımlamak için Zenosyn terimi
kullanılıyor. Zenosyn kelimesi, "zamanın su gibi akıp gitmesi" hissine bilimsel bir
bakış açısı kazandırmış oluyor.
Zaman Algısında Yaşın Etkileri
Birçok araştırma, çocuklar ve yetişkinlerden oluşan deney gruplarına, "Zaman
sizce ı hızlı mı, yoksa yavaş mı geçiyor?" sorusuna çok farklı cevaplar verildiğini
göstermiştir. Çocuklar zamanın çok yavaş geçtiğinden şikayet ederken, yetişkinler
zamanın hızla geçtiğini belirtmişlerdir. Peki, bu farklılık neden kaynaklanıyor?
Araştırmalara göre, zaman algısının üç ana boyutu bulunuyor:
1. Zaman Perspektifi: Bir kişinin hayatındaki olayları geçmiş, şimdi ve gelecekle
ilişkilendirme biçimidir. Bu, zamanın farklı boyutları arasındaki algımızı belirler.
Örneğin, geçmişe bakarak hatıralarımızı canlandırırız, şu anda olan biteni
değerlendirip kararlar alırız, geleceği düşünerek planlar yaparız. Zaman
perspektifi, bu üç kısmı bir arada tutan bir algılama şeklidir ve günlük
yaşamımızdaki davranışlarımızı etkiler. Yani eğer geçmişte yaşanılan bir olaydan
ders alıp, şimdiki zamanda benzer bir durumda daha dikkatli davranır ve
gelecekte aynı hatayı tekrar yapmamaya çalışırsanız, zaman perspektifine
sahipsiniz demektir.
2. Zaman Tahmini: Günlük rutinler sırasında farkında olmadan sıkça kullandığımız
bu yeti, zaman algısının önemli bir parçasıdır. Zaman tahmini, saatimize
bakmadan, bir işin ne kadar sürdüğünü veya belirli bir olayın ne zaman
gerçekleşeceğini tahmin edebilme becerimizdir. Mesela, dışarıda güneşin batmak
üzere olduğunu gördüğünüzde, yaklaşık saati tahmin edebilirsiniz. Bu beceri,
beynimizin doğal zaman algısıyla ilişkilidir ve rutinlerimize dayalı bir tahmin gücü
sunar. Zaman tahmini, özellikle alışık olduğumuz ortamlarda ve faaliyetlerde daha
doğru işler. Her gün aynı saatte yola çıkan biri, yoldaki trafik yoğunluğuna
bakarak işe ne zaman varacağını tahmin edebilir.
3. Zaman Farkındalığı : Belirli bir zaman diliminin size nasıl "hissettirdiğini" ifade
eder ve bu algı kişiden kişiye, hatta duruma göre değişebilir. Zaman farkındalığı,
herkesin yaşadığı günlük olayları farklı hızlarda algılamasına yol açar. Bir
toplantıda saatler geçmiyormuş gibi hissedebilirsiniz, oysa keyifli bir sohbet
sırasında zaman hızla akıp gider. Aslında saat her iki durumda da aynı hızda
ilerler, ancak o anki duygusal durumunuz, zihinsel meşguliyetiniz, zamanın daha
hızlı ya da yavaş geçtiği hissine kapılır. Zaman farkındalığı, çocukken uzun süren
tatillerin yetişkinlikte neden daha kısa hissettirdiğini de açıklar.
Psikolojik Etkiler ve Zaman Algısı
Tüm bu etkenler zaman algısındaki, psikolojik durumlardan da etkilenir.
Örneğin, ölüm korkusu yaşayan özellikle yaşlılar, zamanın geçişine karşı daha fazla
baskı hissedebilirler. Benzer şekilde, orta yaş krizi yaşayanlar, gelecekte
yapabilecekleri şeylerin azalması nedeniyle zamanın daraldığı hissine kapılabilirler.
Kanser gibi ölümcül hastalıklara sahip olanlarda da benzer bir algı oluşur; bu kişiler,
kontrol gruplarına kıyasla zamanın daha hızlı geçtiğini ve kendilerini zamana karşı
daha fazla baskı altında hissettiklerini belirtmişlerdir .
Beynimiz Neden "Hızlanmış Zaman" Hissi Veriyor?
Yaşlandıkça beyin sinir ağlarımız daha karmaşık hale geliyor ve sinir iletim
yolları uzuyor. Yani, elektrik sinyallerinin beyinde dolaşması daha fazla zaman alıyor.
Ayrıca yaşlanma süreciyle birlikte sinir hücrelerinde oluşan hasar da bu iletişim hızını
yavaşlatıyor. Gençken, beyin görüntüleri hızla algılayıp işlerken, yaş aldıkça bu hız
düşüyor. Yani çocukluğumuzda beynimizin işlediği "an" sayısı çok daha fazlayken,
artık daha az anı işliyoruz. Bu durumda zamanın adeta "uçup gitmesi" hissini veriyor.
Sosyal Medyada Zamanın Nasıl Geçtiğini Fark Etmiyoruz!
Hepimiz sosyal medyada birkaç saat geçirdiğimizde zamanın nasıl geçtiğini
fark etmiyoruz, değil mi? Bunun sebebi beynimizin, ekranda sürekli değişen
görüntüleri hızla algılaması ve bizi bir "zaman girdabına" çekmesidir.
Bu tarz tuzaklara düşmeden, zamanın değerini anlayarak, her anı maddi,
manevi değerlendirebildiğiniz bereketli günler temenni ederim.
Yazıyı dinlemek isterseniz:
https://youtu.be/bzsOdoRKNYY
https://spotifyanchor-web.app.link/e/F0QewMpixNb
esrabc@gmail.com X:@esrabc
09 Eki 2024 08:26
Yorumlar
Yorum Gönder